17 Mayıs 2019 Cuma

Burjuva


Durakta insan seli içinde metrobüse binmeye çabalarken insanlığı bu hallere düşüren sisteme lanet eder, bu kadar kalabalığın bir avuç insanın hükmünde olmasına anlam veremez, “şu an burada bir isyan çıkarsak da tüm dünyaya yayılsa” diye en devrimci, en ütopik, en tutkulu hayallerimi kurarım.

Metrobüs gelip de kapı tam önümde açıldığı an tüm kalabalığı yarıp oturur, ayaklarımı uzatır, kulaklığımı takar, sevdiğim bir müziği açar, gözlerimi kapatıp ruhumu müziğin götürdüğü yere teslim ederim.

Orta kapıdan binen şortlu ablama solundaki tekme atmış, sağındaki de taciz mi etmiş? Umurumda değil!

İki sıra arkamda oturan türbanlı bacıma yan gözle bakıp birtakım sinsi planlar mı yapmışlar? Bana ne!

Mendil satan küçük çocuğa hakaret edip şiddet mi uygulamışlar? Beni ilgilendirmez!

Emekli maaşı yetmediği için çalışmaya devam eden arka koltuktaki amcamın parasını mı çalmışlar? E kader işte!

Rica ediyorum, kavganızı az ötede yapın; ayaklarımı uzattığım alanı işgal ediyorsunuz.

Hayır, bir tek o değil; gürültünüzden müziği de duyamıyorum. Bakın sesi sona aldım -ki bu kulaklarım için zararlı- yine de geliyor sesiniz.

Çok gürültü yapıyorsunuz, çok...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder